Aslında her şey EA’in Codemasters’ı satın alması ile başladı. Spor oyunları konusunda açık bir monopole dönen EA, ilginin yeniden arttığı F1 serisini kaçırmak istememişti. Fakat her F1 incelememde olduğu gibi bunun, oyun keyfimizi etkileyecek bir satın alım olduğunu hatırlatmam gerek.
Evet, EA spor oyunları konusunda gerçek bir tekele dönüştü. Aslında bu durum kendilerini spor temasında daha tecrübeli hale getiriyor. Lakin bu tecrübenin oyuna yansımasından ziyade, pazarlama metinlerine yansımasını daha net şekilde görüyoruz.
F1 24 de bu pazarlama oyunlarından nasibini almış halde. Her yıl ivme kaybeden oyunu “yenilemek” istediğini açıklayan EA, epey uzun bir yenilik listesi de duyurmuştu. Yalnız oyunu neresinden tutarsanız tutun, yeniliği görmekte güçlük çekiyorsunuz.
Dünün Aynısı
Çok olumsuz bir tondan başladım farkındayım. Bu üzüntümün sebebi de yıllar geçmesine rağmen F1 serisinin bir türlü nihai halini bulamamış olması. Ne demek istediğimi kısaca açıklayayım.
Bildiğiniz gibi FIFA serisi de (artık EA FC) uzun yıllar boyunca PES’in arkasında kalmıştı. FIFA 10’da en doğru formülü bulmayı başaran EA, hala o oyunun mimarisini kullanmayı sürdürüyor. Her sene kadrolar güncelleniyor, ufak değişimler ile oyun tekrar servis ediliyor önümüzde.
EA, son yıllarda F1 serisi ile de bunu yapmaya çalışıyor. Fakat bence oyun henüz nihai haline ulaşabilmiş değil.
Örneğin gelin ilk olarak teknik “yeniliklerden” bahsedelim. Oyunun duyurulduğu gün EA, yeni bir kinematik sisteminin oyuna eklendiğini ve oyuncuların sürüş tecrübesinin bu sayede güçlendirileceğini duyurmuştu. Kinematik sistemi değişti mi bilmiyorum ama oyunun sürüş tecrübesinin F1 23’ten çok da farklı olmadığını -ki F1 23 de çok iyiydi- söyleyebilirim. Hatta bazı noktalarda geriye gidilmiş.
Ben oyunu Logitech G29 setim ile oynadım. F1 22’de büyük sorun yarata kerbler, bu kez de adeta oyunda yoklar. Sosis kerblerin üzerinden bile son hızla geçebildiğiniz ilginç bir yapı var oyun içerisinde. Şaşırtıcı.
Aracınızı ayarlama konusunda ise dev bir ileri adım atmış gibi EA. Çünkü aracınızın aerodinamik yapısını değiştirdikçe, sürüş hissiyatının değiştiğini net bir biçimde hissedebiliyorsunuz. İlk başta virajlara girerken Ferrari F14T gibi hissettiren aracınız, yaptığınız doğru düzenlemeler ile yola yapışıyor, hatta sıralamalarda yukarılara tırmanmaya başlıyorsunuz. İlerleme hissini bu şekilde hissetmek acayip keyif verdi bana.
Fakat dediğim gibi, eksiler bu noktada pozitif şeylerden biraz daha ağır basıyor. Yine de karşınızda oldukça iyi bir omurgası olan bir oyun var.
Benim Kariyerim
EA, geçtiğimiz yıllarda oyuna eklediği “hikaye modu” diyebileceğimiz modu ortadan kaldırmış. Bunun yerine standart kariyer modunu geliştirmeye karar vermişler ve iyi de olmuş. Değişim demişken, o kadar büyük şeyler beklemeyin elbette…
Artık “uzmanlar” size yarış öncesi görevler vererek bu görevleri tamamlamanızı istiyor. Bu uzmanların görevlerini tamamlamak, parça geliştirme aşamasındaki sorunların ortadan kalkmasına olanak sağlayabiliyor. Bu da bence oldukça iyi bir şey çünkü yarış haftasının tamamını oynamak için yeni bir sebebiniz var diyebilirim. Ayrıca gelen görevler de oldukça çeşitli ve eğlenceli. Örneğin bir uzman sizden tüm hafta boyunca 50 turu tamamlamanızı isterken, diğeri en az 3 kere maksimum hıza ulaşmanızı istiyor.
Sezon ortasında başka takımlardan aldığınız teklifler de oyunun “immersion” hissini artırmış. Kendinizi gerçek bir yarışçı gibi hissediyorsunuz. Sizin yetenekleriniz arttıkça, gelen tekliflerin büyüklüğünün artması da ayrı bir keyif olmuş.
Lakin bu sefer de yapay zekada anlayamadığım ilginçlikler ile karşı karşıya kaldım. Oyun zorluğunu ayarlamış olmama rağmen çok ama çok basit hatalar yapabiliyor yapay zeka. Nasıl mı? Hemen bir örnek vereyim.
Yapay Mı Zeka?
McLaren kariyerimdeki üçüncü yarışım. Bahreyn ve Cidde’de istediğim sonuçları alamasam da kendimi gösterme fırsatım olmuş. Hatta Cidde’de kendimi takım arkadaşım Lando’nun önüne atmış, iyi bir pit stratejisi ile de beşinciliği kapmışım. İşler benim için oldukça iyi gidiyor denebilir.
Üçüncü yarış için takımla rotamız Avustralya. Albert Park gerçekte de en sevdiğim pistlerden biri o yüzden heyecanım had safhada. Haftanın başlangıcında yan görevlerimi alıp pratik yapmaya başlıyorum. Hava durumu verilerine göre sıralamalara kadar herhangi bir yağış görünmüyor. Fakat sıralama gününde yoğun, yarış gününde ise hafif bir yağış var. Buraya kadar hiç sorun yok.
Önce sıralamaya atıyorum kendimi. Piste çıktığımda “yoğun” yağmurun aslında çok da yoğun olmadığını fark edip ikinci turda lastiklerimi orta hamurlara alıyorum. Normalde yarış pace’im beni 6.-7. Sıralara kadar atıyor. Fakat o da ne, en yakın rakibime neredeyse 2 saniye fark atıyorum sıralamalarda.
Tabii buna yarış başlayana kadar anlam veremedim.
İlk kez pole pozisyonundan başlayacağım için heyecanlıyım. Aracımı “hafif yağış” ifadelerine güvenerek risk alıp slick lastikler ile donattım. Fakat o da ne? Pist üzerinde şakır şakır bir yağış var.
F1 24’te yeni bir start sistemi var ve bu sistem sizi daha dikkatli olmaya itiyor. Doğru zamanda kalkamazsanız, kendinizi yerinizde patinaj atarken buluyorsunuz. Tabii pist oldukça ıslak olduğu için ben de kendimi bu pozisyonda buldum.
Dışarıyı kapatmaya çalışırken, rakiplerin bana yaklaşamadığını görünce şaşırdım. Sonra yavaşça sol üstteki telemetri verilerine baktığımda herkesin yumuşak hamur taktığını gördüm. Hızlıca pite girip lastiklerimi mavi renkli ıslaklar ile değiştirdiğimde, en yakın rakibime 7 saniye fark atarak ilk galibiyetime ulaştım.
Demem o ki, yapay zekada ilginç bir “ahrazlık” var F1 24’te. Saçma sapan hamleler yapmasının yanı sıra, 2017 Singapur GP’sindeki Max Verstappen gibi anlamsız hareketler yapabiliyor. Bu arada kariyer modunda Verstappen’in pace’ine ulaşmak, en azından güncellemeler gelmeden, imkansız.
Özelleştirme seçenekleri de hiç olmadığı kadar yetersiz. Sadece kendi karakterinizi değil, takımınızı oluştururken bile seçenekleriniz çok kısıtlı. Kasklar üzerindeki grafikler, livery tasarımları vs. bana oldukça az geldi. Bazı kozmetikleri açmak için de Podium Pass almanız gerekiyor.
Teknik Sorunlar
Bahsettiğim bu yapay zeka sorunlarının bir kısmı, bayram esnasında gelen 6GB büyüklükteki bir güncelleme ile dengelendi sayılır. Örneği araçlar daha iyi hissettiriyor, yapay zeka da anlamsız dive bomb’lar yapmıyor. Yine de bu sorunların hala kendini gösterdiğini söyleyeyim. Sadece şiddetleri azalmış durumda.
Daha ilginç olan ise bu güncelleme ile optimizasyonun yerlere inmiş olması. 3070’li bilgisayarımda en yüksek ayarlarda sorun yaşamadan 40 saat kadar oynadığım oyun, güncellemenin ardından ciddi FPS düşüşleri ve takılmalar yaşatmaya başladı. Bunun da kısa sürede düzeleceğini umut ediyorum.
Grafikler demişken yine oyunun genel anlamda güzel göründüğünü söyleyeyim. Fakat artık motor yaşını ciddi anlamda gösteriyor. Özellikle yarışçıların tipleri, PES 6’daki Ordaz’a falan benziyor hala. İlerleme var ama yani… Kendiniz bakın…
Velhasıl, F1 24 geçtiğimiz yılın oyununun teknik anlamda bir basamak üste çıkmış versiyonu. Eğer elinizde F1 23 varsa, 2.300 liraya yeni oyunu almak için sabırsızlanmayın derim. İndirim yakalarsanız, yeni oyunu kaçırmayın.