Japon Tarihçi Yasuke Üzerine Açıklamalarda Bulundu
Yasuke karakteri üzerindeki tartışmalar sürerken, Japon tarihçi Yu Hirayama, Assassin’s Creed Shadows hakkında önemli bilgiler paylaştı. Oyun, tarihi kişiliklerden esinlenerek oluşturulmuş başrol karakterleri ile dikkat çekerken, zenci samuray Yasuke’nin varlığı bazı eleştirilere neden oldu. Bu durum, Japon tarihinin çarpıtıldığına dair endişelere yol açtı ve bazı gruplar oyunun iptal edilmesi için kampanya başlattı. Ancak Japon hükümeti, oyunun çıkışının beklenildiğini belirtmişti.
Yasuke Gerçekten Bir Samuray mıydı?
Japon tarihçi Yu Hirayama, Yasuke karakterinin tarihsel gerçekliği hakkında açıklamalarda bulundu. Sengoku Dönemi’ne dair çeşitli eserleri bulunan Hirayama, Yasuke’nin gerçekten bir samuray olduğunu savunuyor. Daha önce, oyunla ilgili bilgiler veren Tom Henderson, Yasuke’nin köle olarak taşındığı bir geminin saldırıya uğradığını ve bu saldırıdan kurtulan tek kişi olduğunu ifade etmişti. Kurtulduktan sonra Yasuke, Japonya’ya götürülüp Oda Nobunaga’nın hizmetine girmiştir.
Hirayama’nın belirttiğine göre, Yasuke burada hem samuray eğitimini almış hem de tarihi süreçteki ilk Afrikalı Samuray olma unvanını kazanmıştır. Oda Nobunaga’nın Yasuke’ye bir kılıç, malikane ve ‘fuchi’ (destek) unvanı verdiğini söyleyen Hirayama, Yasuke’nin hem hizmetkâr hem de samuray statüsüne sahip olduğunu vurguladı.
Sosyal medya üzerinden açıklamalar yapan Hirayama, Yasuke hakkındaki tarihi kayıtların çok sınırlı olduğunu belirtti. Ayrıca, Sengoku toplumunda, statüsü ne olursa olsun, efendisi tarafından atanan bir kişinin samuray olabileceğini de sözlerine ekledi. Nobunaga’nın Yasuke’ye verdiği ‘fuchi’ unvanı, ona konak ve kılıç verilmesi üzerine verilmiş bir unvan olarak değerlendiriliyor.
Yasuke, geçmişte bir misyonerin kölesi olmasına rağmen, Nobunaga sayesinde kendi tercihleriyle samuray olmuştur. Hirayama, Yasuke’nin Honnoji Hadisesi sırasında samuray olarak tanındığından dolayı Akechiler tarafından öldürülmediğini iddia etmekte. Bu noktada, Yasuke’nin hayvan veya Japon olmadığı için öldürülmemiş olması da ayrımcılık kaynaklı bir durum olarak değerlendirilmektedir.
